Hak, Hakikat ve Adalet
29 Ağustos 2024
Başarmak ve Kazanmak Uğruna!
29 Ağustos 2024

Kadına Şiddetin Ötesi ve Kadın Cinayetleri

Merhaba sevgili dostlarım,

Bildiğiniz gibi uzunca bir zamandır yoğunluğumdan ve
yorgunluğumdan dolayı yazmıyordum. Tam olarak çok değerli yazılar planlamışken
Emine BULUT cinayeti gündemimize amiyane tabirle bomba gibi düştü. Hepimizin
yüreğindeki iltihaplanmış, bir türlü iyileşmeyen yaramızı yeniden kanattı ve
toplum olarak bütün kesimlerimizle acılara gark etti.

Daha önceden de sayısız defa olduğu gibi bu vahim olayı hepimiz kınıyor, lanetliyoruz ve gündemimizin birinci sarasına alıyoruz. Televizyon kanallarında, çeşitli platformlarda, konunun uzmanlarınca saatlerce, gecelerce, hukuk, sosyal, eğitim, sağlık ve ekonomik tüm boyutları ile konuşup tartışıyoruz ama çok ilginçtir ki bir arpa boyu yol alamadan hatta daha da vahim bir kısır döngü şeklinde yeniden, yeniden yaşıyoruz.

Bende şahsen duyarlı bir insan, bir NLP uzmanı, bilinçaltı arketiplerini ve çekirdek inancın önemini bilen ve bu hususta Milletimizin aydınlanması ve bir FARKINDALIĞA ulaşması için FARKEDER DERNEĞİNİ kurarak, bir avuç gönüllü kardeşimizle gece gündüz demeden çalışıp, bu hususta eğitimler veren bir kişi olarak bu olayı ayın karanlık yüzü gibi hiç göremediğimiz yerden göstermeye, bu hususta bir FARKINDALIK penceresi açmaya çalışacağım.

Sevgili dostlarım, konuyu çok uzatmadan, bu iğrenç ve
korkunç cinnetlerin ve cinayetlerin sebebini teşkil eden, bilinen ve konuşulan
hukuk, eğitim, sağlık, ekonomik gibi sebeplerin çok ötesinden, çoğumuzun hiç
duymadığımız ve bilmediğimiz olayın karanlık tarafından bir pencere açmaya
gayret edeceğim. Evet… Bu ALAN a
girmeden öncelikle bilinçaltı arketipleri ve çekirdek inançtan kısaca bahsetmek
istiyorum. Öncelikle insan varlıklar olarak bizim çok farkında olmadığımız
ancak hayatımızı her yönü ile etkileyen, değer, inanç, irade gibi çok önemli
vasıflarımızı teşkil eden ve yaşamımızın bu istikametler üzerine devamını
sağlayan “BİLİNÇALTI” mıza dikkatinizi çekmek istiyorum. Aslında ciltler dolusu
kitaplarla ancak anlatılacak olan ve rahman-i rahimin KENDİMİZİ BİLMEMİZ için
kendi ilminden lütfettiği çok değerli hazinedir ancak biz FARKIDA değiliz. Bu
sırrın FARKINDA OL AN (!) kendi
tarlaları gibi ekip biçip, hasat ettikleri bu değerli varlığımıza bira an önce
sahip çıkmalıyız. Eğer bu değerli ve çok verimli hazinemizin FARKINDA OL sak
emin olun ki kanser dâhil birçok ölümcül fiziksel hastalıklara yakalanmaz, bu
gün özellikle ülkemizde yaşanan ve böyle patlaklarla ancak çok az kısmını
görebildiğimiz zihinsel, duygusal ve ruhsal hastalıklara da duçar olmayız. Hal
böyle olunca idam gibi (bence insanlık ötesi) bir yaklaşıma gerek kalmaz. Bizim
İLAHİ FARKINDALIK olarak nitelendirdiğimiz bu uyanış gerçekleştiği takdirde;
birey birey aydınlandığımızda toplumsal bilinçaltımızda genişleyerek
aydınlanacak ve bu gün kuantum bilimcilerinin üzerinde yoğunlaştıkları MORFİK
ALANLARIMIZ insani merkezde gelişerek, sevgi, hoşgörü, merhamet, şefkat gibi
kayıp değerlerimizle buluşacağız. Aksi takdirde olumsuz morfik alan şimdi
olduğu gibi kendi kendini besleyerek daha da dehşet bir boyuta devinecektir.

Sevgili kardeşlerim, izleyen tüm insanların bilinçaltında o kanlı hali ile “ölmek istemiyorum” diye yalvaran Emine BULUT kardeşimizin görüntüsü ölünceye kadar işlemişken, dikkat ettiniz mi? Art arda birçok benzer cinayet daha oldu ve olmaya devam ediyor. Hiç sebebini düşündünüz mü? … İşte bu kuantum bilimcilerinin söylediği ve bilimsel olarak ispat ettikleri MORFİK RESONANS. Biz bu rezonansı tersine çevirmedikçe böyle hadiseler maalesef devam edecek. Peki diyeceksiniz nasıl tersine çevireceğiz? Evet, işte bu sorunun cevabı çok önemli ne hukuki, ne sosyal, nede ekonomik bir sebebe bağlı değil ve birkaç cümle ile birçok kitap ile anlatılacak kadar da basit değil. Ancak belki ilk adım baştan da söylediği gib ayın karanlık yüzü gibi bilmediğimiz ancak bilenlerin hunharca istismar ettikleri BİLİNÇALTIMIZIN VE MORFİK ALANLARIMIZIN FARKINDA OL mak. Ve bu konuda toplumsal bir uyanış gerçekleştirmek için hamleler yapmak. Ki… Bence yapılması gereken ilk farkındalık atağı eğitimde olmalı, biz Everest tepesinin yüksekliği, missisipi nehrinin debisi ile uğraşırken kendi yüceliğimizin/yüksekliğimizin, derinliğimizin, hacmimizin ve gücümüzün FARKINDA OL madan günü kurtarmak, başarmak, kazanmak tutkusunu insani boyuta taşıyarak bizim genlerimizde ve asil kültürümüzde zaten mevcut olan sevgi, saygı bazlı paylaşımcı, hoşgörülü zemine taşımak olmalıdır. İleride bize çokta faydası olmayacak kuru bilgiler batağında çırpana çırpına özümüzden, değerlerimizden fersah fersah uzaklaşıyor ve olayların altında yatan hakikatleri göremiyoruz. Bu konuda nasıl bir projenin işletildiğinden bihaber, ancak karanlığa sövüyoruz. Oysa arketipleri ve bilinçaltı yazılımlarının tüm kodlarını kullanarak yapılan filmleri özellikle hanımlarımız bayıla bayıla izlemeye devam ediyorken, reklamlardan, afişlere, telefonda kullanılan imajlardan çizgi filmlere kadar birçok tahrif edici ve insanlarımızı ahlaksızlığa, değersizliğe doğru yönelten her türlü işlemin mağduruyuz. Biz bu türden konuların FARKINDA değilken, maalesef hayatlarını lüks ve şaşaa içinde yaşayan dünyanın tepesine çöreklenmiş, kan emicilerin ekmeklerine yağ sürüyoruz.

Sevgili dostlarım, istemeyerek yazı çok uzadı. Buradan sizlere son olarak söylemek istediğim şey, içinize sinmeyen, ruhunuzun kabul etmediği her şeyden uzak durun. Bu bir farkındalık halidir. FARKINDA OL mak, KENDİNİ BİL mekle ayanı şeydir. Ancak KENDİNİ BİLEN RABBİNİ BİLİR. Bir daha canımızın yanmaması dileğiyle, Eminelerimize rahmet, kalanlarımıza selamet dilerken; Allah’tan Millet olarak üzerimizde oynanan oyunların FARKINDA OL mamızı lütfetmesini niyaz ediyor, saygı ve sevgiler sunuyorum.