Saf Farkındalık
29 Ağustos 2024
Kuantum Sıçraması -1
29 Ağustos 2024

Farkındalık ve Bilgi

Merhaba Sevgili Dostlarım,

Sizinle dün yazdığım ve forumumuzun geleceği ile ilgili planlarımı anlattığım YENİ BİR FARKINDALIK AÇILIMI başlıklı yazımda da bahsettiğim; bence çok önemli ve değerli olan ilk dersimizi açıyorum. Başlığından da gördüğünüz gibi bu açılımın ilk dersi FARKINDALIK VE BİLGİ.

Değerli can dostlarım. Bundan sonra bu forumda mümkün olduğunca öğretilerimizle ilgili BİLGİ akışı olacak. Bir önceki yazımda da ifade ettiğim gibi bu sadece benim yazdığım ve sizlerinde okuyup veya okumayıp değerlendirdiğiniz veya hiç haberdar olmadığınız yazılar olmayacak. Sizlerden istirhamım mümkün olduğunca sizlerde katkılarda bulunarak, eleştiriler, farklı yaklaşımlar, öngörüler hatta beyin fırtınaları şeklinde akacak ve olabildiğince büyük bir FARKIDALIK oluşturmaktır.

Bu bilgiler ışığında bu günkü konumuza geçebiliriz. Değerli dostlarım. FARKINDA OL-duğunuz gibi ben son senelerde özelliklede üç yıldır bu FARKINDALIK konusuna çok yoğunlaştım. Öncelikle bunun nedenlerini ve önemini sizlere izah edebildiğim kadar izah etmek istiyorum. Benim anlatmaya izah etmeye çalıştığım FARKINDALIK aslında sözlük anlamında olduğu gibi fark etmek, farkında olmak, bilmek değil. Benim anlatmaya çalıştığım FARKINDALIK bir tür kuantum sıçraması/atılımı (ları) ve bunların toplamında gelinen bir bilinç seviyesi. Yine bizim FARKINDALIK düşüncemiz ve eğitimlerimiz; yaygın olan bilinen birçok ekolden farklı olarak sadece “Dünyevi mutluluk.” İçerikli değil tamamen tasavvuf boyutlu, oldukça derin metafizik ve parapsikolojik temelleri olan yüksek bir bilinç hali.

Değerli dostlarım, herhangi bir konuda bir FARKINDALIK oluşması için o kanıda öncelikle bir BİLGİ’ye ihtiyaç vardır. Bu yüzden biz bilgiyi çok önemsiyor ve onu kutsal kabul ediyoruz. Bizi insan varlıklar olarak diğer mahlukattan ayıran en önemli değerimiz AKIL SAHİBİ OL-mamız ve BİLGİ edinebilme yeteneğimizin olmasıdır. Ki bu yetenek sayesinde insan nesli birçok büyük doğal afetleri yıkımları, salgın hastalıkları v.s. aşarak modern çağın zirvesine ulaşmıştır. Bilgi en büyük hazinedir. Bende bugün sizlere bizim açımızdan bilgi ve bilginin oluşturduğu farkındalığı izah etmeye çalışacağım.

Sevgili arkadaşlar, Yukarıda da genel olarak izah etmeye çalıştığım gibi bilgi, bizim bu evrende varlık hikmetimizin sırlarından biridir. Kuantum yaklaşımına göre biz sadece IŞIK VE BİLGİDEN OL-uşmuz varlıklarız. Bizler VAR OL-arak kabul ettiğimiz ve bildiğimiz (duyusal olarak algılayabildiğimiz) kainatı yaradan kusursuz bir organizasyon içinde, akıllara durgunluk veren bir hesapla saniyede 300.000 km. olan ışık hızına göre dizayn ederken; bu kainatın en mükemmel/şerefli VAR-lığı OL-arak insanı göstermiştir. Bizler EŞREF-İ MAHLUKAT OL-arak bunun ne kadar FARKINDAYIZ. Tabii olarak bu kadar önemli ve değerli isek bunun karşılığında yaratana nasıl bir sorumluluğumuz ve görevimiz var. FARKINDAMIYIZ.

Sevgili dostlarım, burada konunun bundan sonraki akışı için affınıza sığınarak kendim ve bilgimle alakalı küçük bir açıklama yapmam gerektiğini hissettim. Bazı dostlarım benim yazılarımı ve bilgimi ne hikmetse (!) bana yakıştıramamakta; teyidi için araştırmalar yapmakta, hatta hocalarımı bile araştırarak onlara bile sordukları danıştıkları durumlar yaşamaktayız. Bence bunun birçok sebebi olmakla birlikte en önemli sebebi: böylesine derin, aklımızın, zihnimizin ve mantığımızın sınırlarını zorlayan konularla ilgilenen ve bu konuda bir ekol oluşturacak donanıma ulaşmış bir insanın adının arkasında bir unvan olmalı… Bu unvan ( çoban, işçi, amele, polis, ressam) gibi değil. Bilinçaltımızda başkaları tarafından kurnazca kodlanmış akademik unvanlar olmalı. Yoksa bu adamın ve öğretilerinin doğruluğu her şeye rağmen, her halükarda inkar edilmeli, en azından tereddütle yaklaşılmalı: Bu arkepitin arkasında ileride sıklıkla değineceğimiz ve üzerinde yoğunlaşacağımız global beyin mühendislerinin ince çalışmaları vardır. Oysa içinde bulunduğumuz BİLGİ ÇAĞINDA bilgi nurani bir rahmet olarak sağanak, sağanak yağmakta; Yine rahmet yağmurları gibi kimseyi ayırt etmeden FARKINDA OL- AN ların kaplarını doldurup taşırmaktadır. Boşluk olarak bildiğimiz her şerden bilgi akmaktadır. Yeter ki ona talip olup ve biraz zahmet ederek okuyup, araştıralım. Tabiî ki evrenin her zerresine sirayet eden bu bilgiye ulaşmakta çok kolay olmaması gerek. Hâşâ kimseye ilham yolu ile bilgi gelmez, zaten böyle bir iddiada bulunanda yok.

Değerli Dostlarım, bu genel bir yaklaşımla ele aldığımız bilgi; alanında bir FARKINDALIK OL-uşturarak aydınlanmamıza ve yükselmemize yardımcı olabileceği gibi bizi tasavvuf anlamda nefs-i emmare den kurtarıp bir sonraki basamaklara ulaştırmada büyük bir katkı sağlayacaktır. Bu yüzden, özellikle beş yıldır binlerce kişiye seminerler, konferanslar ve başka vasıtalarla anlatmaya çalıştığımız FARKINDALIK tamamen BİLGİ temelleri üzerine inşa edilen, tamamen rasyonel, bilimsel kurallara ve inanışlara karşı olmayan kuantumal bir yaklaşımdır. Ben bunca yıllık çalışmalarım, araştırmalarım ve deneyimlerim sonucunda öğrendim ki; bu gün Dünya planında insanlar arasında yeni spritüel arayışların, akımların ve ekollerin çoğunun ortak noktası ruhsal planda toplanmasıdır. Bizler de öğretilerimizde insanın sadece fizik bedenden ibaret olmadığını, dört bedenli bir varlıklar olduğumuzu kabul ederiz ve insan ruhunu her şeyin üstünde tutar ve onun incelikleri, derinlikleri üzerine yoğunlaşırız. O yüzden özellikle ruhsal planda çok BİLGİYE ihtiyacımız vardır.

Sonuç olarak bilgisiz bir farkındalık tam anlamı ile bir farkındalık olmaz. Bizim ekolümüze göre FARKINDALIK BİLGİ temelli olmalıdır. O yüzden sevgili dostlarım, kendimizi bilmemiz, değerlerimizi FARK ETMEMİZ, sorunlarımızı çözmemiz; kısacası bu dünya planındaki ömrümüzü sağlıklı, huzurlu, ışık dolu, bilgece ve verimli bir şekilde, evrenin tüm çocukları ile barış ve paylaşım içinde yaşayabilmemiz ve göçtükten sonrada arkamızda hayır ve iyiliklerle yâd edilmemiz için BİLGİLİ VE FARKINDA OL- malıyız.

Bizim FARKINDALIK konusundaki yaklaşımlarımızı ifade eden bu geniş açıklamalardan sonra Sevgili Sude’nin sorusunun net cevabı şu olabilir.FARKINDALIK da bir nasip meselesidir. Yani bir çok insan ömrünün büyük bir kısmını bu arayış içinde geçirmiştir ama ne aradığını ve nerede aradığını bilememiştir. Belki azda olsa bir uyanış bir farkediş yaşamış olabilir ama çoğu insan bu bilinç seviyesine ulaşamamış olabilir. Benim şahsi inancıma göre bizim tasavvuf anlayışımız ve o yolun yolcuları da bir tür FARKINDALIK takipçileridirler. Ki tasavauftaki nefs merhaleleri/basamakları bence insan-ı Kamil mertebesi olan en yüksek farkındalık halidir. Çeşitli kültürlerde ve inançlarda da buna benzer yol ve yolculuklar vardır. İnsan oğlu yaratılışının bir gereği sürekli olarak böyle bir arayış içinde olmuştur, olacaktır.

Değerli dostlarım, önemli olan herkesin kendine uygun ruhunu tatmin edin bir yola girmesidir. Tabii olarakta yolun ve yolculuğun vazgeçilmez şartalarından biride iyi,güvenilir ve öğretici bir mihmandarının/rehberinin olmasıdır. Ancak böyle olursa o yolculuk huzura ve ışığa ulaşır.

Umarım FARKINDA OL-muşsunuzdur.

Sevgi, huzur ve ışıkla…